MEME KANSERİ

MEME KANSERİ

 
METASTAZ OLMAMASI İÇİN NE YAPILMALI?

Kanser sonrası metastaz riskini azaltmak için bütüncül bir yaklaşım, yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal sağlığı da kapsar. Bu yaklaşım, yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme düzenlemeleri, stres yönetimi ve tamamlayıcı tedavileri içerir. 

1. Beslenme ve Metabolik Destek

Kanseri Önleyici Besinler

  • Sebze ve Meyveler: Özellikle antioksidan zengini brokoli, lahana, nar, yaban mersini gibi gıdalar tüketin.

  • Lifli Gıdalar: Tam tahıllar, baklagiller ve sebzeler bağırsak sağlığını destekler.

  • Sağlıklı Yağlar: Zeytinyağı, avokado, ceviz ve somon gibi omega-3 yağ asitleri içeren gıdaları tercih edin.

  • Baharatlar: Zerdeçal (kurkumin içeriği ile), zencefil ve karabiber anti-enflamatuar özellikler sunar.

  • Şekerden Kaçınma: Rafine şeker ve işlenmiş karbonhidratlardan uzak durarak insülin seviyelerini dengeleyin.

Alkali Beslenme

  • Daha fazla alkalize edici gıdalar (ör. limon, ıspanak, salatalık) ve daha az asidik gıda tüketmek bağışıklık sistemini destekleyebilir.


2. Düzenli Egzersiz

  • Orta Yoğunlukta Egzersiz: Yürüyüş, yüzme, pilates veya yoga gibi düzenli egzersizler bağışıklık sistemini güçlendirebilir.

  • Lenf Drenajını Destekleme: Hafif egzersizler lenf dolaşımını artırarak toksinlerin atılmasına yardımcı olur.


3. Stres Yönetimi ve Psikolojik Destek

  • Meditasyon ve Mindfulness: Stresi azaltarak bağışıklık sisteminin daha iyi çalışmasına katkıda bulunabilir.

  • Psikoterapi: Kanser sonrası endişe ve korkularla baş etmek için bir terapistten destek alın.

  • Pozitif Düşünce: Umut ve olumlu düşünce, iyileşme sürecini destekleyebilir.


4. Bağışıklık Sistemini Güçlendirme

  • Probiyotik ve Prebiyotikler: Bağırsak mikrobiyotasını desteklemek için kefir, yoğurt, fermente gıdalar ve lif tüketin.

  • Takviyeler: D vitamini, C vitamini, çinko ve selenyum gibi bağışıklık destekleyici takviyeler alın.

  • Bitkisel Destekler: Mantar türleri (ör. reishi, maitake), yeşil çay ekstraktı gibi doğal ürünler bağışıklık desteği sağlayabilir.


5. Detoksifikasyon

  • Karaciğer Sağlığı: Enginar, limon, pancar gibi karaciğeri destekleyen gıdalar tüketin.

  • Toksinlerden Kaçınma: Plastik, ağır metaller, pestisitler ve kimyasal temizlik ürünlerinden uzak durun.

  • Terleme Yoluyla Detoks: Sauna veya düzenli egzersizle toksinlerin atılmasını destekleyin.


6. Enflamasyonu Azaltma

  • Anti-Enflamatuar Diyet: Şeker, işlenmiş gıdalar, kızartılmış yiyecekler ve trans yağlardan uzak durun.

  • Omega-3 Takviyesi: Balık yağı veya keten tohumu yağı kullanarak enflamasyonu azaltın.


7. Düzenli Tıbbi Kontroller

  • Rutin Görüntüleme: Doktorun önerdiği sıklıkta kontrol ve taramalar yaptırarak olası metastazları erken tespit edin.

  • Hormon ve Tümör Belirteçleri: Hormon düzeylerinizi ve belirteçleri izlemek önemlidir.


8. Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp

  • Akupunktur,  Hipnoterapi : Stresi azaltabilir ve bağışıklık sistemini destekleyebilir.

  • Bitkisel Tedaviler: Uzman kontrolünde zerdeçal, yeşil çay veya resveratrol gibi bitkisel destekler kullanılabilir.

  • Enerji Terapileri: Reiki, bioenerji gibi uygulamalar zihin-beden dengesini destekleyebilir.


9. Uyku ve Dinlenme

  • Kaliteli Uyku: Hormonların ve bağışıklık sisteminin düzgün çalışması için gecelik 7-8 saat uyuyun.

  • Uyku Hijyeni: Düzenli uyku saatleri ve rahat bir uyku ortamı oluşturun.


10. Sosyal ve Duygusal Destek

  • Destek Grupları: Kanser sonrası yaşam için destek gruplarına katılın.

  • Aile ve Arkadaşlar: Duygusal destek, stresin azaltılmasında önemlidir.


11. Kişisel Gelişim ve Hayat Tarzı

  • Amaç Bulma: Hayatta anlam ve amaç bulmak iyileşme sürecini destekler.

  • Hobiler ve Aktiviteler: Sevdiğiniz aktivitelerle uğraşarak mutluluğunuzu artırabilirsiniz.


Bu bütüncül yaklaşım, metastaz riskini azaltmada etkili olabilir, ancak her bireyin durumu farklıdır. Bu nedenle, bir onkolog ve bütüncül tıp uzmanıyla birlikte kişiselleştirilmiş bir plan oluşturmak önemlidir.

DETAYLI BİLGİ İÇİN BİZİMLE İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ.

OP.DR.BURCU ÇETİNKAYA

0(505)4504712

 
MEME KANSERİNE DR.BURCU OLARAK YAKLAŞIMIM

Kadın sağlığını ben bir bütün olarak değerlendiriyorum . Bireyin yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel, duygusal ve sosyal iyilik halini kapsayan bir bütün olduğunu düşünüyorum . 

 Meme kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri olup, bu bütüncül sağlık anlayışı içinde ele alınması gereken önemli bir konu bence. 

Meme kanseri, erken teşhis ve etkili tedavi yöntemleri sayesinde kontrol altına alınabilen bir hastalık olmasına rağmen, hastalığın getirdiği fiziksel ve psikolojik yük, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle, meme kanseriyle mücadelede sadece tıbbi tedavi değil, aynı zamanda bireyin genel sağlığını ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik bütüncül bir yaklaşım benimsenmelidir.

Bütüncül sağlık yaklaşımı; düzenli taramalar, dengeli beslenme, stres yönetimi, fiziksel aktivite, sosyal destek ve duygusal refahı kapsar. Özellikle meme kanseri tanısı konmuş kadınlarda, bu unsurlar hastalıkla başa çıkma sürecini kolaylaştırır ve yaşam kalitesini artırır.

Ayrıca, toplumsal farkındalık çalışmalarının önemi büyüktür. Kadınların kendi bedenlerini tanıması, düzenli kontrollerini aksatmaması ve erken teşhis bilincine sahip olması, kanserle mücadelede önemli bir adımdır. Sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması ve kadınların ihtiyaçlarına duyarlı sağlık politikalarının geliştirilmesi de bu sürecin ayrılmaz bir parçasıdır.

Meme kanseriyle mücadelede, bireyin yalnızca bir hasta değil, bir bütün olarak ele alınması gerektiğini unutmamalıyız. Her kadının sağlıklı, mutlu ve kaliteli bir yaşam sürme hakkı vardır. Bütüncül sağlık yaklaşımları, bu hedefe ulaşmada en güçlü araçlardan biridir.

Op.Dr.Burcu Çetinkaya olarak  Meme Kanserine bütüncül yaklaşımla  fiziksel , zihinsel ve ruh  yaklaşımıyla bir bütün olarak ele alıyorum. Psikojinekolojik ve kişinin öz benliğine yönelik yaklaşımı benimsiyorum.

Benimle tanışmak ve destek almak isterseniz  bizlere 0(505)4504712 üzerinden ulaşabilirsiniz.  Sağlıkla kalın ..

 
MEME KANSERİ VE CİNSEL YAŞAM

Kanser teşhisiyle birlikte en çok etkilenen ama en az konuşulan konulardan biri sidir cinsellik . Oysa eşler arasında devam eden bir ilişkinin olmazları arasındadır cinsellik.

Tüm kanser hastalarında olmakla birlikte ‘’Meme kanseri ‘’ sadece fiziksel değil, aynı zamanda cinsel kimliği ve özgüveni de etkileyen çok katmanlı bir süreçtir. Hem teşhis dönemi , hem tedavi süreci ve sonrası ayrı ayrı etkilenir.  Cinsellik sadece fiziksel değil, duygusal ve zihinseldir.

Ameliyat izleri, saç kaybı, kilo değişimi, göğüs kaybı gibi fiziksel değişimler özgüveni sarsabilir , Göğüslerin alınması veya şeklinin değişmesi, "kadınlık" hissine zarar verebilir.

Kemoterapi, radyoterapi ya da hormon baskılayıcı tedaviler; libidoda düşüş, vajinal kuruluk, cinsel uyarılmada azalma yaratabilir. Hormonal değişime sebep olabilir.

Tedavi sürecinde cinsel isteği baskılayan yorgunluk, mide bulantısı ya da ağrı gibi yan etkiler sık görülür.

Kaygı, depresyon, yalnızlık hissi duygusal bağlarda kopmalara neden olarak cinsel yakınlığı zorlaştırabilir. Kadınlar kendilerini "eksik", "çekici değil" ya da "bozulmuş" hissedebilir. Bu da cinsellikten uzaklaşmaya sebep olabilir.

Nasıl Bir yol izlenmeli?

  • Konuşmak: Partnerle açık iletişim kurmak iyileştiricidir. "Cinsel istek azaldı ama sevgim değişmedi" demek bile bağlantıyı yeniden kurar. Partnerle açık iletişim, cinselliğin yeniden inşasında anahtardır.
  • Uzman Desteği: Cinsel sağlık uzmanı, jinekolog ya da psikoonkolog desteğiyle sorunlar çözülebilir. Vajinal kuruluk, libido düşüklüğü gibi durumlar tedavi edilebilir.
  • Cinsel Yardımcılar & Kayganlaştırıcılar: Özellikle vajinal kurulukta medikal destekler oldukça etkilidir.
  • Bu dönemde lokal etkili hormon desteği , PRP, Hyoluronık asıt  desteği, lazer tedavileri gibi destekler önemlidir.
  • Yeniden Tanımlamak: Cinsellik sadece penetrasyon değildir. Dokunmak, yakınlık kurmak, keyif almak hâlâ mümkündür. Doğru destekle (psikolojik, medikal ve çift terapisi), yeniden güven, yakınlık ve haz mümkündür.

“Cinsel yaşam, yaşam kalitesinin bir parçasıdır. Kanser bunu durdurmaz, sadece dönüştürür.” 

PSİKOJİNEKOLOJİK DESTEK TAM DA BU GİBİ DURUMLAR İÇİN MÜKEMMEL BİR ÇÖZÜMDÜR.

Op.Dr.Burcu Çetinkaya

0(505)4504712

 
KANSER SONRASI HAMİLE KALINIR MI?

Meme kanseri tedavisinden sonra hamile kalmak mümkündür, ancak bu süreç hem hastanın sağlık durumu hem de tedavi türüne bağlı olarak dikkatli şekilde planlanmalıdır.

Meme kanseri sonrası hamilelik kararı, onkolog ve kadın doğum uzmanı gibi multidisipliner bir ekip tarafından değerlendirilmelidir.

Meme Kanseri Sonrası Hamilelikte Dikkat Edilmesi Gerekenler:

1. Tedavi Türü ve Süresi

  • Hormona Duyarlı Kanser: Eğer kanser östrojen veya progesteron reseptör pozitifse, hamilelik daha dikkatli şekilde değerlendirilir. Çünkü bu tür kanserler, hormon düzeylerindeki artıştan etkilenebilir.

  • Kemoterapi: Tedavi sırasında ve sonrasında kemoterapinin vücuttan tamamen atılması ve yumurtalıkların toparlanması zaman alabilir. Genellikle kemoterapi sonrası en az 2 yıl beklenmesi önerilir. kemoterapi öncesi yumurtalık toplatılması  işlemi çocuk düşünen bireylerde daha güvenilir olabilir.

  • Hormon Tedavisi: Tamoksifen veya aromataz inhibitörleri gibi uzun süreli hormon tedavisi alan hastaların tedaviyi tamamlaması gerekebilir. Bu genellikle 5-10 yıl sürebilir. Hamilelik planlanıyorsa tedavi süreci doktorla yeniden değerlendirilebilir. Bu nedenle gebelik isteği ileri yaşlara kalabilir. 

2. Hamilelik için Güvenli Zamanlama

  • Hamilelik planlamadan önce en az 2-3 yıl beklenmesini önerir. Bu süre, kanserin yeniden ortaya çıkma olasılığının en yüksek olduğu dönemi geçmek için önemlidir.

  • Daha ileri evrede veya agresif türlerde bu süre daha uzun olabilir.

3. Yumurtalık Rezervi

  • Kemoterapi veya diğer tedaviler yumurtalık rezervini azaltabilir. Bu nedenle doğurganlık durumunun değerlendirilmesi için bir kadın doğum uzmanıyla süreç değerlendirilmelidir. 

  • Tedavi öncesinde yumurta veya embriyo dondurma gibi doğurganlık koruma yöntemleri uygulanmışsa, bunlar hamilelik için kullanılabilir.

4. Hamileliğin Kanser Tekrarlama Riskine Etkisi

  • Araştırmalar, meme kanseri sonrası hamileliğin genel olarak kanserin tekrarlama riskini artırmadığını göstermektedir. Ancak hormon reseptör pozitif kanserlerde bu durum daha detaylı şekilde incelenmeli ve metastaz , tekrarlama  riskine göre süreç yönetilmelidir.

5. Psikolojik ve Fiziksel Hazırlık

  • Hamilelik kararı, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da hazır olmayı gerektirir. Tedavi süreci ve sonrası stresli olabilir; bu nedenle bir psikolog veya danışmandan destek almak faydalı olabilir.


Hamilelik Sürecinde ve Sonrasında Neler Yapılmalı?

  • Multidisipliner Takip: Gebelik boyunca hem kadın doğum uzmanı hem de onkolog tarafından izlenmelisiniz.

  • Yakın Takip: Hamilelik sırasında rutin tarama ve kontroller yapılmalıdır.

  • Beslenme ve Yaşam Tarzı: Sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz ve stresten uzak durmak önemlidir.


Sonuç olarak, meme kanseri sonrası hamilelik genellikle mümkündür, ancak her hastanın durumu farklıdır. Detaylı değerlendirme ve kişiselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir. Hamilelik planlamadan önce doktorunuza danışmanız çok önemlidir. 

OP.DR.BURCU ÇETİNKAYA

0(505)4504712

 

 
MEME KANSERİ TEKRARLAR MI ?

Meme kanseri tedavi sonrası bazı durumlarda tekrarlayabilir (nüks edebilir). Ancak, tekrar riski kişinin kanser tipi, evresi, uygulanan tedavi ve bireysel risk faktörlerine bağlıdır.

Tedavi sonrası düzenli takip ve erken müdahale, tekrarlama riskini azaltmak ve yönetmek açısından kritik öneme sahiptir.


Meme Kanseri Tekrarı Hangi Durumlarda Görülebilir?

Meme kanseri tekrarları genellikle iki şekilde ortaya çıkar:

1. Lokal Nüks

Kanser, başlangıçta bulunduğu meme bölgesinde veya meme cerrahisi yapılan alanda yeniden ortaya çıkar.

  • Belirtiler: Sertlik, ciltte kızarıklık, yara iyileşmesinde zorluk, memede yeni bir kitle.

  • Tedavi: Cerrahi, radyoterapi veya sistemik tedaviler (kemoterapi, hormon tedavisi) uygulanabilir.

2. Bölgesel veya Uzak Nüks (Metastaz)

Kanser, lenf bezlerine, kemiklere, akciğerlere, karaciğere veya beyne yayılabilir.

  • Belirtiler: Kemik ağrısı, nefes darlığı, karın ağrısı, baş ağrısı, nörolojik semptomlar.

  • Tedavi: Bu durumda genellikle sistemik tedaviler (kemoterapi, hedefe yönelik tedavi, hormon tedavisi) kullanılır.


Tekrar Riskini Etkileyen Faktörler

  • Kanserin Evresi: Erken evre kanserlerde tekrarlama riski daha düşüktür.

  • Kanserin Tipi ve Alt Türü:

    • Hormon reseptörü pozitif kanserlerde tekrarlama riski yıllar içinde azalabilir.

    • Üçlü negatif meme kanseri gibi agresif türlerde tekrar riski genellikle ilk birkaç yılda daha yüksektir.

  • Tedavi Türü:

    • Cerrahi sonrası radyoterapi ve kemoterapi gibi tamamlayıcı tedaviler, tekrar riskini azaltabilir.

    • Hormon reseptörü pozitif hastalarda hormon tedavisi (ör. tamoksifen) uzun süreli koruma sağlayabilir.

  • Cerrahi Yöntem:

    • Meme koruyucu cerrahilerde, radyoterapi uygulanmadığında lokal nüks riski artabilir.

  • Hastanın Yaşı ve Genel Sağlık Durumu:

    • Genç yaşta (ör. 35 yaş altı) tanı alan kadınlarda tekrarlama riski daha yüksek olabilir.


Tekrarı Önlemek için Neler Yapılabilir?

  • Doktor Kontrollerine Devam: Tedavi sonrası ilk 5 yıl, düzenli muayeneler ve görüntüleme testleri (mamografi, MR gibi) kritik öneme sahiptir.

  • Hormon Tedavisini Aksatmamak: Hormon reseptör pozitif meme kanseri tedavisi için önerilen ilaçları düzenli olarak kullanmak gerekir.

  • Sağlıklı Yaşam Tarzı:

    • Dengeli beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi.

    • Alkol ve sigaradan uzak durmak.

  • Risk Faktörlerini İzleme: Fazla kilo gibi tekrarlama riskini artırabilecek faktörleri yönetmek.


Tekrar Riskine Dair Önemli Notlar

  • Erken tanı ve tedavi edilen meme kanserlerinde tekrarlama riski daha düşüktür.

  • Meme kanseri sonrası yaşam kalitesini artırmak ve olası tekrarlamaları erken fark etmek için düzenli tıbbi takip çok önemlidir.

Eğer tekrar riskiyle ilgili bireysel sorularınız varsa, tanı ve tedavi detaylarını paylaşarak benden daha detaylı ,daha spesifik bilgi alabilirsiniz. ?

Op.Dr.Burcu Çetinkaya 

0(505) 4504712


 
MEME KANSERİNDE MEME ALINMALI MI?

 

Meme kanserinde memenin alınması (mastektomi), kanserin tipi, evresi, tümörün boyutu, hastanın tercihi ve doktorun önerisine bağlı olarak kararlaştırılır. Ancak her meme kanseri vakasında mastektomi gerekli değildir. Bazı durumlarda, meme koruyucu cerrahi (lumpektomi) ve radyoterapi ile başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Mastektomi Gerekli mi? Karar Verirken Dikkate Alınan Faktörler

1. Tıbbi Gereklilikler

  • Tümörün Boyutu ve Konumu:

    • Tümör, memenin büyük bir kısmını kaplıyorsa veya birden fazla odakta (multisentrik) bulunuyorsa, mastektomi tercih edilebilir.

  • Kanserin Evresi:

    • Erken evre kanserlerde (Evre I veya II), meme koruyucu cerrahi genellikle yeterlidir.

    • Daha ileri evrelerde (ör. Evre III) mastektomi gerekli olabilir.

  • Radyoterapi İmkânı:

    • Radyoterapi uygulanamayacak hastalarda mastektomi gerekebilir (ör. uzak bölgede yaşama, radyoterapi kontrendikasyonları).

2. Genetik ve Ailevi Risk Faktörleri

  • Genetik Mutasyonlar (BRCA1/BRCA2):

    • Bu gen mutasyonlarına sahip kişilerde kanserin tekrar riski yüksek olduğundan mastektomi tercih edilebilir.

  • Aile Öyküsü: Ailede birden fazla meme veya yumurtalık kanseri vakası varsa mastektomi önerilebilir.

3. Kanser Tipi

  • Duktal Karsinoma In Situ (DCIS):

    • Bu erken evrede, yayılım riski düşük olan kanser türü için mastektomi genellikle gerekmez.

  • İnflamatuar Meme Kanseri:

    • Bu agresif türde genellikle mastektomi gereklidir.

4. Hastanın Tercihi

  • Psikolojik ve Estetik Nedenler:

    • Bazı hastalar, kanserin tekrar etme korkusundan dolayı çift taraflı mastektomi gibi daha radikal seçenekleri tercih edebilir.

  • Rekonstrüksiyon İsteği: Meme dokusu alınan hastalar, genellikle aynı seansta veya daha sonra meme rekonstrüksiyonu yaptırabilir.


Meme Koruyucu Cerrahi Alternatifi

Mastektomi yerine lumpektomi yapılması mümkün olduğunda, bu yöntem kanseri tedavi edebilir ve memenin büyük kısmını korur. Ancak, genellikle radyoterapi ile desteklenmesi gerekir.

Lumpektomi ile Mastektomi Arasındaki Farklar:

Kriter Lumpektomi Mastektomi
Meme dokusu Korunur (sadece tümör çıkarılır) Tamamen alınır
Radyoterapi ihtiyacı Genellikle gereklidir Çoğu zaman gerekmez
Estetik görünüm Daha iyi korunur Meme rekonstrüksiyonu gerekebilir

 


Mastektomi Ne Zaman Şarttır?

  • Tümör çok büyükse ve meme dokusunun korunması mümkün değilse.

  • Radyoterapiye uygun olmayan hastalarda.

  • Birden fazla tümör odağı varsa (multisentrik kanser).

  • Genetik risk yüksekse (ör. BRCA mutasyonu).

  • İleri evre veya agresif bir kanser söz konusuysa.


Sonuç

Mastektomi kararı bireysel ve çok boyutlu bir değerlendirme gerektirir. Tedavi ekibi, hastanın sağlık durumunu, kanserin özelliklerini ve kişisel tercihlerini dikkate alarak en uygun yöntemi belirler. Eğer mastektomi ile ilgili kaygılarınız veya özel durumunuz varsa, daha fazla detay verebilir ve buna göre bir yol haritası çizebiliriz. Kanser bütüncül bakış açısı gerektiren bir hastalıktır. ?

Op.Dr.Burcu Çetinkaya

0(505)4504712

 

 

 
MAMOGRAFİ KANSER YAPAR MI?

Mamografi, düşük dozda iyonize radyasyon kullanan bir görüntüleme yöntemi olduğu için bazı kişilerde "kanser yapar mı" endişesine yol açabilir. Ancak, yapılan bilimsel araştırmalar mamografinin kansere neden olma riskinin son derece düşük olduğunu ve bu riskin, erken teşhis sağlama avantajıyla kıyaslandığında ihmal edilebilir düzeyde olduğunu göstermektedir.


Mamografi ve Radyasyon Riski

  • Radyasyon Dozu: Bir mamografi sırasında alınan radyasyon miktarı çok düşüktür (yaklaşık 0.4 mSv). Bu doz, doğal çevreden bir yılda alınan radyasyonun yaklaşık yarısına eşittir.

  • Kanser Riski: Mamografiden kaynaklanabilecek potansiyel kanser riski son derece küçüktür ve genel popülasyonda istatistiksel olarak anlamlı bir artışa neden olmaz.


Mamografinin Faydaları ve Erken Teşhis

  • Erken Teşhis: Mamografi, meme kanserinin erken evrede tespit edilmesine olanak tanır, bu da tedavi başarısını ve hayatta kalma oranlarını artırır.

  • Risk-Fayda Dengesi: Mamografi ile kanserin erken teşhis edilme avantajı, teorik radyasyon riskinden çok daha büyüktür.


Mamografi Güvenliğini Artırmak için Öneriler

  • Yaşa ve Risk Durumuna Göre Tarama: Mamografi genellikle 40 yaşından sonra yılda bir veya iki yılda bir önerilir. Aile öyküsü veya genetik yatkınlık varsa daha erken yaşta başlanabilir.

  • Alternatif Yöntemler: Düşük risk grubundaki kişiler için elle muayene, ultrason veya MR gibi ek yöntemlerle değerlendirme yapılabilir.

  • Güvenilir Merkezler: Mamografinin doğru cihazlarla ve uzman kişilerce yapılması önemlidir.


Doğal Radyasyon ile Karşılaştırma

Mamografi sırasında alınan radyasyon dozu, doğal yaşamımızda maruz kaldığımız radyasyon kaynaklarına kıyasla oldukça düşüktür:

  • Uçakla 7-8 saatlik bir yolculuk sırasında alınan radyasyon miktarına eşdeğerdir.

  • Bir diş röntgeninden alınan radyasyona yakındır.


Sonuç

Mamografi, modern tıbbın meme kanseri taramasında en etkili araçlarından biridir ve radyasyon riski çok düşük seviyededir.

Erken teşhis sağlama avantajı, bu küçük riski büyük ölçüde aşar. Mamografi yaptırma konusunda endişeleriniz varsa, kişisel durumunuza uygun olarak doktorunuzla alternatif yöntemleri de değerlendirebilirsiniz. 

OP.DR.BURCU ÇETİNKAYA

0(505)4504712

 
MAMOGRAFİ NORMAL İKEN KANSER OLABİLİR MİYİM?

Mamografi normal sonuç vermiş olsa bile, bazı durumlarda meme kanseri gelişebilir veya var olan bir kanser mamografide tespit edilemeyebilir.

Bu durumun nedenleri arasında kanserin mamografide görünememesi, yanlış negatif sonuçlar ve mamografinin sınırlamaları bulunur. Ancak mamografi, meme kanseri taramasında hâlâ en etkili ve yaygın kullanılan yöntemlerden biridir.


Mamografide Normal Sonuç Alınmasına Rağmen Kanser Çıkmasının Nedenleri

1. Yanlış Negatif Sonuçlar

  • Mamografi, meme kanserinin yaklaşık %10-15’ini atlayabilir.

  • Kanser, meme dokusunun yoğun olduğu durumlarda (özellikle genç kadınlarda) daha zor fark edilebilir. Yoğun meme dokusu, kanserli dokunun gizlenmesine neden olabilir.

2. Görünmeyen Kanser Türleri

  • İnvaziv Lobüler Karsinom: Bu tür kanserler, mamografide fark edilmesi zor olabilecek şekilde meme dokusunda dağınık büyüyebilir.

  • Mikroskopik Kanserler: Erken evredeki veya çok küçük boyuttaki kanserler bazen mamografiyle tespit edilemez.

3. Kanserin Sonradan Gelişmesi

  • Mamografi, bir tarama testidir ve belirli bir zamandaki durumu gösterir. Normal bir mamografiden sonra meme kanseri gelişebilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla tarama yapılması önemlidir.


Normal Mamografi Sonrası Kanser Riski Azaltmak için Öneriler:

  • Kendi Kendine Muayene: Memede herhangi bir değişiklik fark edilirse hemen doktora başvurulmalıdır.

  • Düzenli Takip: Normal bir mamografi sonucu almış olsanız bile, doktorun önerdiği tarama sıklığına uymalısınız.

  • Ek Görüntüleme Yöntemleri:

    • Yoğun meme dokusu olan kişilerde ultrason veya MRI gibi ek yöntemler kullanılabilir.

    • Genetik yatkınlık veya yüksek risk durumlarında daha kapsamlı taramalar gerekebilir.


Mamografi ile İlgili Önemli Notlar

  • Mamografi Tam Teşhis Değildir: Mamografi kanser şüphesi olan durumları tespit eder, ancak kesin tanı koymaz. Şüpheli bir bulgu varsa, biyopsi gibi ileri tetkiklere ihtiyaç duyulabilir.

  • Tamamlayıcı Yöntemler Kullanılabilir: Meme ultrasonu ve MR, özellikle yüksek riskli kadınlar için mamografiye destek olarak kullanılabilir.


Sonuç

Mamografide normal bir sonuç almanız, meme kanseri riskinizin tamamen sıfır olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle, taramaları düzenli olarak yaptırmak ve memede herhangi bir değişiklik fark edildiğinde gecikmeden bir uzmana başvurmak çok önemlidir. Eğer mamografiniz normalse ancak kendiniz bir anormallik hissediyorsanız, mutlaka bunu doktorunuza bildirin. Ek tanı yöntemleriyle mamografi desteklenmelidir. 

Op.Dr.Burcu Çetinkaya

0(505)4504712


 
MEME KANSERİNDE NASIL BESLENMELİYİM?

Meme kanseri tedavisi sürecinde ve sonrasında sağlıklı bir beslenme planı, hem genel iyileşmeyi destekler hem de kanserin tekrarlama riskini azaltabilir. Beslenme düzeninizi belirlerken, bireysel ihtiyaçlarınıza ve tedaviye bağlı yan etkilere uygun şekilde bir uzmanla çalışmanız önemlidir.


Meme Kanseri ve Sağlıklı Beslenme Önerileri

1. Antioksidan Zengin Gıdalar Tüketin

  • Renkli Sebze ve Meyveler: Brokoli, lahana, ıspanak, havuç, domates, yaban mersini, çilek gibi sebze ve meyveler.

  • Faydası: Antioksidanlar, serbest radikallerin neden olduğu hücresel hasarı önleyerek kanser riskini azaltabilir.

2. Yüksek Lifli Besinler Ekleyin

  • Kaynaklar: Tam tahıllar (esmer pirinç, yulaf, bulgur), baklagiller (mercimek, nohut), sebze ve meyveler.

  • Faydası: Lif, sindirimi düzenler ve hormon seviyelerini dengeleyerek meme kanseri riskini düşürebilir.

3. Sağlıklı Yağlar Tüketin

  • Kaynaklar: Zeytinyağı, avokado, yağlı tohumlar (ceviz, badem), omega-3 yağ asitleri içeren somon gibi balıklar.

  • Kaçınılması Gerekenler: Trans yağlar ve işlenmiş yağlar.

4. Protein Kaynaklarına Dikkat Edin

  • Sağlıklı Proteinler: Tavuk, hindi, balık, yumurta, baklagiller ve az yağlı süt ürünleri.

  • Kırmızı Et ve İşlenmiş Etler: Kırmızı et tüketimi sınırlandırılmalı ve işlenmiş etlerden (sucuk, salam, sosis) kaçınılmalıdır.

5. Şeker Tüketimini Azaltın

  • Aşırı şeker tüketimi, vücutta inflamasyonu artırabilir. Rafine şeker yerine doğal şeker kaynakları (ör. meyve) tercih edilmelidir.

6. Alkolden Kaçının

  • Alkol tüketimi, meme kanseri riskini artırabilir. Tedavi sürecinde tamamen uzak durmanız önerilir.

7. Su Tüketimini Artırın

  • Yeterli sıvı alımı, vücudu nemli tutar ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Günde en az 8-10 bardak su içmeye özen gösterin.


Tedaviye Göre Beslenme Stratejileri

  • Kemoterapi:

    • Bulantı ve iştah kaybını azaltmak için küçük ve sık öğünler yiyin.

    • Protein alımını artırarak vücudun kendini onarmasına yardımcı olun.

  • Radyoterapi:

    • Cilt sağlığını desteklemek için C ve E vitamini açısından zengin besinler tüketin.

    • İshal gibi yan etkilerle başa çıkmak için muz, patates gibi bağlayıcı gıdalara yönelin.

  • Hormon Tedavisi:

    • Östrojen seviyesini dengelemek için soya fasulyesi, keten tohumu gibi fitoöstrojen içeren besinler tüketebilirsiniz, ancak miktarı abartmamak önemlidir.


Kaçınılması Gereken Gıdalar

  • İşlenmiş gıdalar (hazır gıdalar, fast food).

  • Aşırı tuzlu yiyecekler.

  • Rafine karbonhidratlar (beyaz ekmek, makarna).

  • Yüksek kalorili ve düşük besin değerine sahip atıştırmalıklar.


Özel Diyet Türleri

Bazı hastalar için şu diyetler önerilebilir:

  • Akdeniz Diyeti: Sağlıklı yağlar, sebze, meyve ve tam tahıllarla zengin bir diyet.

  • Bitki Bazlı Diyet: Et tüketimini azaltarak sebze ve baklagillere odaklanır.


Sonuç

Meme kanseri tedavisi sırasında dengeli ve sağlıklı bir diyet benimsemek, genel sağlık durumunuzu iyileştirebilir ve tedaviye yanıtınızı artırabilir. Bireysel ihtiyaçlarınızı belirlemek için bir diyetisyen veya beslenme uzmanıyla çalışmanız faydalı olacaktır. ?

OP.DR.BURCU ÇETİNKAYA

0(505)4504712

 
HER MEME KANSERİNE HORMONTERAPİSİ VERİLİR Mİ?

Hayır, tüm meme kanseri hastalarına hormon tedavisi (hormonoterapi) uygulanmaz. Hormon tedavisi, yalnızca hormon reseptör pozitif (ER+ ve/veya PR+) olan meme kanserlerinde etkili bir tedavi seçeneğidir. Hormon reseptör negatif kanserlerde ise bu tedavi yöntemi kullanılmaz.


Meme Kanserinde Hormonoterapi Uygulama Kriterleri

1. Hormon Reseptör Pozitif (ER+ ve/veya PR+) Kanserler

  • Östrojen Reseptörü (ER) Pozitif: Tümör hücrelerinin büyümesi östrojen hormonu tarafından destekleniyorsa.

  • Progesteron Reseptörü (PR) Pozitif: Tümör büyümesi progesteron hormonuna bağlıysa.

  • Bu tip kanserlerde hormon tedavisi oldukça etkilidir ve genellikle şu durumlarda uygulanır:

    • Ameliyat sonrası (adjuvan tedavi) nüks riskini azaltmak için.

    • İlerlemiş veya metastatik kanserlerde tümör büyümesini kontrol etmek için.

2. Hormon Reseptör Negatif (ER- ve PR-) Kanserler

  • Bu tür kanserlerde hormon tedavisi etkili değildir çünkü tümör hormonlara bağımlı değildir.

  • Tedavi seçenekleri genellikle kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler veya immünoterapilerden oluşur.

3. HER2 Durumu

  • HER2-pozitif meme kanserleri genellikle hormonoterapiden bağımsız bir tedavi gerektirir.

  • Ancak HER2-pozitif kanserler aynı zamanda hormon reseptör pozitif ise, hormonoterapi ile birlikte hedefe yönelik tedavi uygulanabilir.


Hormonoterapi Türleri

  1. Tamoksifen

    • Östrojen reseptörlerini bloke ederek çalışır.

    • Premenopozal ve postmenopozal kadınlarda kullanılabilir.

  2. Aromataz İnhibitörleri (Letrozol, Anastrozol, Eksemestan)

    • Vücutta östrojen üretimini azaltır.

    • Sadece menopoz sonrası kadınlarda kullanılır.

  3. GnRH Analogları (Goserelin, Leuprolid)

    • Yumurtalıkların östrojen üretimini baskılar.

    • Premenopozal kadınlarda tamoksifen veya aromataz inhibitörleriyle birlikte kullanılabilir.

  4. Yumurtalık Ablasyonu

    • Cerrahi veya radyasyon yoluyla yumurtalıkların östrojen üretimi durdurulur.

    • Daha genç kadınlarda, yüksek riskli durumlarda tercih edilebilir.


Hormonoterapinin Avantajları

  • Tümörün büyümesini yavaşlatır veya durdurur.

  • Ameliyat sonrası nüks riskini azaltır.

  • İlerlemiş meme kanserinde yaşam süresini uzatabilir.


Hormonoterapinin Uygulanmadığı Durumlar

  • Hormon Reseptör Negatif (Triple Negatif) Kanserler: Hormonoterapi etkisizdir.

  • Yüksek Riskli HER2 Pozitif Kanserler: Hedefe yönelik tedaviye daha fazla ihtiyaç vardır.

  • Genç Yaşta Bazı Genetik Faktörler: Özellikle BRCA mutasyonu taşıyan bazı hastalarda hormonoterapi yerine diğer tedaviler ön planda olabilir.


Sonuç

Hormonoterapi, yalnızca hormonlara bağımlı (hormon reseptör pozitif) meme kanserlerinde kullanılan bir tedavidir. Tedavi kararı, kanserin türüne, evresine ve bireysel hasta özelliklerine göre verilir. Tedavi planınızı doktorunuzla ayrıntılı şekilde konuşmanız önemlidir. ?

OP.DR.BURCU ÇETİNKAYA

0(505)4504712

 

 
MEME KANSERİNDE İMMUNOTERAPİNİN YERİ
 

Meme kanserinde immünoterapi, özellikle triple negatif meme kanseri (TNBC) gibi belirli alt türlerde umut vadeden bir tedavi seçeneği olarak kullanılmaktadır.

Bu tedavi, bağışıklık sistemini harekete geçirerek kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini amaçlar. Ancak immünoterapi, tüm meme kanseri türleri için standart bir tedavi değildir ve genellikle belirli kriterlere sahip hastalarda uygulanır.


İmmünoterapinin Meme Kanserindeki Yeri

1. Triple Negatif Meme Kanseri (TNBC)

  • Triple negatif meme kanseri, östrojen, progesteron ve HER2 reseptörleri negatif olan bir kanser türüdür.

  • TNBC, genellikle agresif bir seyir gösterir ve tedavi seçenekleri sınırlıdır.

  • İmmünoterapi Kullanımı:

    • PD-1/PD-L1 İnhibitörleri: Atezolizumab ve Pembrolizumab gibi ilaçlar bağışıklık hücrelerini aktive ederek kanser hücrelerini hedef alır.

    • FDA Onayı: Atezolizumab, ileri evre PD-L1 pozitif TNBC hastalarında kemoterapi ile birlikte kullanılmak üzere onaylanmıştır.

2. Hormona Duyarlı veya HER2 Pozitif Meme Kanserleri

  • Hormona duyarlı (ER+ veya PR+) ve HER2 pozitif meme kanserlerinde immünoterapinin rolü sınırlıdır.

  • Bu tür kanserlerde hedefe yönelik tedaviler (Trastuzumab, Pertuzumab) veya hormonoterapi daha etkili bir seçenek olarak öne çıkar.

3. Yüksek Tümör Mutasyon Yükü (TMB) veya MSI-High Durumları

  • Yüksek tümör mutasyon yüküne (TMB) sahip meme kanserlerinde immünoterapinin etkili olabileceğine dair kanıtlar vardır.

  • Mikrosatellit instabilitesi yüksek (MSI-High) tümörler de immünoterapiden fayda görebilir.


İmmünoterapi Türleri

  1. Kontrol Noktası İnhibitörleri

    • PD-1, PD-L1 ve CTLA-4 inhibitörleri, bağışıklık hücrelerinin kanser hücrelerini tanıyıp yok etmesine yardımcı olur.

    • Kullanılan ilaçlar: Pembrolizumab (Keytruda), Nivolumab, Ateozolizumab.

  2. Tümör Aşıları

    • Henüz deneysel aşamada olan bu tedaviler, bağışıklık sistemini kanser hücrelerine özgü proteinlere karşı eğitmeyi amaçlar.

  3. Adoptif T Hücre Terapisi

    • Hastanın kendi bağışıklık hücreleri (T hücreleri) laboratuvar ortamında güçlendirilir ve tekrar hastaya verilir.

  4. Bağışıklık Modülatörleri

    • Bağışıklık sistemini genel olarak güçlendiren ilaçlardır.


İmmünoterapinin Avantajları

  • Geleneksel kemoterapiye göre daha hedefe yönelik bir yaklaşımdır.

  • Bağışıklık sistemini aktive ederek uzun süreli remisyon sağlayabilir.

  • Özellikle metastatik meme kanserlerinde yaşam süresini uzatabilir.


İmmünoterapinin Dezavantajları ve Yan Etkileri

  1. Herkes İçin Uygun Değil:

    • Sadece belirli biyobelirteçlere (ör. PD-L1 pozitifliği) sahip hastalarda etkili.

  2. Yan Etkiler:

    • Aşırı bağışıklık yanıtı (otoimmün reaksiyonlar).

    • Yorgunluk, deri döküntüleri, inflamasyon (pnömonit, hepatit, kolit gibi).


Araştırmalar ve Gelecek Perspektifi

  • Meme kanseri alt tiplerinde immünoterapinin etkisini artırmak için birçok klinik çalışma yürütülmektedir.

  • Kombinasyon tedavileri (immünoterapi + kemoterapi veya hedefe yönelik tedaviler) umut vadeden sonuçlar sunmaktadır.

  • Yeni biyobelirteçler geliştirildikçe immünoterapinin daha geniş bir hasta grubunda kullanılabilir hale gelmesi beklenmektedir.


Sonuç

İmmünoterapi, özellikle triple negatif meme kanseri gibi zor tedavi edilen türlerde umut verici bir seçenektir. Ancak, tedavi kararı hastanın tümör biyolojisine, genel sağlık durumuna ve immünoterapiden fayda görüp görmeyeceğini belirleyen biyobelirteçlere göre şekillendirilmelidir. Onkologunuzla immünoterapinin sizin için uygun olup olmadığını değerlendirmek önemlidir. .Meme kanseri bütüncül yaklaşım gerektiren bir hastalıktır.?

OP.DR.BURCU ÇETİNKAYA

0(505)4504712

MEME KANSERİ
Op. Dr. Burcu Çetinkaya
Hayat bir denge halidir. Zihnimiz ve bedenimiz arasındaki dengenin kaybı kronik hastalıkların en önemli kök sebeplerindendir. Hayatın zorlukları, modern yaşam şartları, kişisel iletişim sorunları derken bizler kendimizle olan duygusal bağımızı zedeleriz.
© 2025 All rights reserved
Bu sitede yer alan içerik bilgi amaçlıdır. Doğrudan doktor tavsiyesi olarak algılanmamalıdır.